Güneş Doğurmuş Çiçekleri
Ayşenur Ateş
Çiçekten tacı ilk defa varolmuş renkleriyle gözleri kamaştırıyordu ,sanki toprak onun saçlarından dökülsün diye can vermişti tohumlarına
Güneş, dünyaya tazecik derisinden ışık saçıyordu
İki elini açıp omuzlarını gökyüzüne karşı gerdi
Gözlerini yumdu papatya tarlasının ortasında
Güneşe gülen en güçlü çiçek oydu sanki
Asla koparılıp savrulmayacak gibi dimdik durdu
Kendini herkesin ve akıp giden zamanın karşısında “kuş kadar kalmış kalbiyle “ yenilmez hisseti bir an
Uçup gitse de ruhu, toprak da olsa bedeni zamansız bir hatıra gibi kalacaktı dünyanın çehresinde
Heyecanlı ve temiz kanı hızlı hızlı çarpamaya başladı
Ne bugün ne yarın her hangi bir zamanda durmayacak
Endişelerini hücrelerinde taşıyacaktı
Nehirler serin serin akmaya devam ederken içinde sürüklediği irili ufaklı taşlar gibi alıp götürdü yarım kalmış hikayelerini
Sevinçler üzüntüler bir zamanlar içine sığdıramadığı ne varsa artık ona ait değilmişçesine dokunmuyor hiçbir şey hissettirmiyordu
Sadece o vardı o an zamanın başında ve sonunda papatya tarlasının ortasında dimdik bir çiçek
Kırılmış yaprakları ve yıkılmaz direnciyle
Sevgiyle,
Acı
41.İstanbul Film Festivali Ödülleri
Bunları da beğenebilirsiniz
